Baruch Spinoza
(do?um
Benedito de Espinosa
, sonradan
Benedict de Spinoza
; 24 Kasım 1632 - 21 ?ubat 1677),
Yahudi
kokenli
Hollandalı
filozof.
Aydınlanmanın
erken donem du?unurlerinden olan Spinoza,
[2]
evren ve insan hakkında modern fikirler ileri surerek oncu
ahit ele?tirileri
yapmı?
[3]
[4]
ve zamanla
17. yuzyıl felsefesinin
en onde gelen
rasyonalistlerinden
biri olarak kabul edilmi?tir.
[5]
Descartes
'ın fikirlerinden etkilenen Spinoza,
Hollanda Altın Ca?ının
onde gelen filozofu olmu?tur.
Spinoza
Amsterdam
'da,
Portekiz Yahudi cemaatinde
buyumu?tur.
?brani kutsal kitabının
do?rulu?u ve
Tanrı
'nın do?ası hakkında cok tepki ceken fikirler geli?tirmi?tir. 23 ya?ındayken, kendi ailesi de dahil, Yahudi cemaati tarafından dı?lanmı?tır. Kitapları daha sonra
Katolik Kilisesi
'nin yasaklılar listesine girmi?tir. Ca?da?ları tarafından sıkca
ateist
olmakla itham edilse de, yapıtlarının hicbirinde
Tanrının varlı?ını
reddetmemi?tir.
[6]
Zamanında anla?ılmayan pek cok filozof gibi Spinoza da yanlı? anla?ılmanın ve do?ru anla?ılmamanın muhatabı olmu?, tuhaf bir celi?kiyle hem en buyuk
din du?manlarından
biri sayılmı?, hem de eserinin temel kayna?ının
Tanrı sevgisi
oldu?u soylenmi?tir. Bununla birlikte Spinoza'nın gercek bir
bilge
ya?amı ya?adı?ı aktarılır. En buyuk eseri
Etika
adlı kitabıdır.
Spinoza,
Hollanda
'da ticaretle u?ra?an bir
Safaradi Yahudi
ailenin o?lu olarak do?du. Ailesi
Yahudi
oldu?u icin
Portekiz
'den
engizisyonun
baskılarından kacıp once
Nantes
'a sonra da
Amsterdam
'a (1622 yılı olarak tahmin ediliyor) goc etti. Bilge filozof Spinoza bilimsel bulu?ların, dinsel bolunme ve catı?maların, siyasal de?i?ikliklerin ve felsefi geli?melerin yo?un oldu?u bir sırada Hollanda'da ya?adı. Spinoza'nın babası ticaretin yanı sıra sosyal alanda da geli?me kaydetmi? ve
Amsterdam
'daki
Sinagog
'un ve Yahudi okulunun muduru olmu?tu. Ailesi Spinoza'nın
haham
olarak yeti?mesini istemi? ve bu yonde geli?mesi icin her turlu e?itim olanaklarını sa?lamı?tı. Spinoza bu nedenle erken ya?ta gitti?i Yahudi okullarında ve sinagoglarda
?branice
o?renmi?, Yahudi ve Arap teologların calı?malarını o?renme olana?ı bulmu?tur.
Spinoza'nın
laik
ve sorgulayıcı du?unceyle guclu ba?lantısının ustunde, e?itim surecinin ba?larında o?retmeni olan ve
liberal
haham olarak bilinen
Manasseh ben Israel
'in (
Amsterdam
Yeshiva
'sına 1638'de atandı) etkisi oldu?u soylenir.
1650'de
Franciscus van den Enden
'ın okulunda
Latince
,
do?a bilimleri
(fizik, kimya, mekanik, gok bilimi ve fizyoloji) ve felsefe okumaya ba?ladı.
1651'de Spinoza'nın
Descartes
'ın eserlerini okumaya ba?ladı?ı tahmin ediliyor.
1652'de babasının tum kar?ı cıkı?ına kar?ın Spinoza
mercek
yontma i?ine ba?lar.
1653'te
Jan de Witt
Hollanda bolgesi konsey yonetimine atanır.
1654'te Spinoza'nın babası Michael olur.
1655'te Spinoza, Cemaat Mahkemesi tarafından dindı?ılıkla (
materyalistlik
ve
Tevrat
'ı kucuk gormek ile) suclanır. Bu sorgulamada uzamın Tanrı'nın bir sıfatı oldu?unu savunan Spinoza, sonunda hahamlar tarafından din du?manı olmakla suclanır ve pi?man olmaya zorlanır. Bu yıl icinde Spinoza
Tractatus de Deo et homine etjusque felicitate
(
Korte verhandeling van God, de mensch en des zelfs welstand
,
Tanrı, ?nsan ve ?nsanın Refahı Uzerine Kısa Bir ?nceleme
) adlı calı?masını da bitirir. Bu kitap cok guclu olmamakla birlikte Spinoza felsefesinin tum temel tezlerini barındıran bir yapıt olarak de?erlendirilir.
Tractatus De Deo et Homine eiusque Felicitate adh eserinde, cehalet yftziinden gelisen toplumsal onyargilar ve haul inanc;lar sonucunda, ancak felsefi olarak varolmas1 gere ken bir Tann'ya insani ozellikler ylikleyip O'nu odiil ve ceza dagnan bir yarg1c; haline donusturen insanlara kars1 c;1k1s1, Yahudileri Tann'nm asil oziiniin ne oldugunu bilmedikleri halde kendilerini O'nun yurttaslan olarak gonip diger ulusla n kiic;iik gormelerine getirdigi elestiriler, dolayis1yla Tann, ruh ve Yasa iizerine Yahudi cemaatinden tamamen farkh c.Jusunceleri benimsemis olmas1 onun tanntammazhkla suc;la mp aforoz edilisinde ve lanetlenisinde buylik rol oynam1s
1656'da 24 ya?ındaki genc Spinoza Amsterdam Sinagog'u tarafından, Tanrı'nın evren ve do?anın i?leyi?i oldu?u, bir ki?ili?i olmadı?ı ve Tevrat'ın Tanrı'nın do?asını o?retmek icin mecazi ve simgesel bir kitap oldu?u" iddialarını savundu?u icin Yahudi cemaatinden kovulur (
cherem
veya herem; Yahudilikte, Katoliklikteki
aforoz
benzeri bir ceza). Spinoza cemaatten kovulmasını takiben, adını Benedictus’a (ilk adı olan Baruch'un Latince kar?ılı?ı) cevirdi. Cherem'in ko?ulları da cok kesindi, ceza asla geri alınmazdı (bknz.
Kasher ve Biderman
).
1660'ta Amsterdam Sinagog'u yerel yetkililere Spinoza icin "her turlu din ve ahlak icin bir tehdit" diyerek ?ikayette bulunur.
1661'de Spinoza Amsterdam'ı terk eder, yakınlardaki
Rijnsburg
'a yerle?ir,
Etika
sını yazmaya ba?lar ve ya?amının sonuna kadar mektupla?aca?ı
Henry Oldenburg
ile tanı?ır.
1662'de
Tractatus de intellectus emendatione
adlı eserini bitirdi?i tahmin edilmektedir.
1663'te
Lahey
yakınlarındaki
Voorburg
'a ressam
Daniel Tydemann
ile birlikte yerle?ir.
1664 yılında Lahey'de
Descartes Felsefesi'nin ?lkeleri
adlı kitabını yayınlar. Bu kitabın ekinde
Metafizik Du?unceler
adlı calı?ması yer almaktadır. Aralık 1664'ten Haziran 1665'e kadar amator bir
Kalvinist
tanrıbilimci olan ve Spinoza'ya kotuluk konusunda sorular soran
Blyenbergh
ile mektupla?ır. 1665'in son aylarında
Oldenburg
'a, 1670'te basılacak olan yeni kitabı
Teolojik-Politik ?nceleme
ye calı?maya ba?ladı?ını yazar.
Bazı arkada?lıkları (
Jan de Witt
gibi) nedeniyle politik kampla?malarda taraf olmak durumunda kalmı? olan Spinoza'nın adsız olarak yayınladı?ı
Teolojik-Politik ?nceleme
si de bu kampla?malar dolayısıyla tepkiyle kar?ılanmı?tır. Spinoza bu kitabından sonra artık yazmamaya karar verir.
1670'te
Teolojik-Politik ?nceleme" Amsterdam Kilise Konseyi (
Kalvinist
) tarafından "Dininden donen bir Yahudi ve
?eytan
tarafından
Cehennem
'de uydurulmu? ve Sayın Jan de Witt'in bilgisi dahilinde yayınlanmı?tır" ifadesiyle ele?tirildi. Spinoza Lahey'de
Stille Veerkade
'de ya?amaya ba?lar.
1671'de
Leibniz
ona
Notita opticae promoteae
isimli eserini o da Leibniz'e
Teolojik-Politik ?nceleme
eserini yollar.
1673'te kendisine teklif edilen
Heidelberg Universitesi
'ndeki felsefe kursusunu de reddeder, cunku "din adamlarını rahatsız etmeme ko?ulu" vardır bu onerinin.
Etika
adlı buyuk eserini 1675'te tamamlar. Bu eser belirli bir cevrede dola?ır, tartı?ılıp de?erlendirilir, ancak Spinoza ya?adı?ı sırada izin vermedi?inden basılmaz.
Olumunden bir yıl once 1676'da
Leibniz
ile goru?ur. Aynı yıl Lahey Sinodu
Telojik-Politik ?nceleme
nin yazarı hakkında takip kararı alır.
21 ?ubat 1677'de olen Spinoza'nın eserleri, Amsterdam'da, arkada?ları tarafından
Opera Posthuma
(
Ethica
,
Tractatus politicus
,
Tractatus de intellectus emendatione
,
Epistolae
,
Compendium Grammatices Linguae Hebrae
) adıyla yayınlanır.
1678'de Spinoza'nın eserleri
Felemenkce
(kendi dilinde) yayınlanır.
Spinoza'nın du?unce kaynaklarında farklı etkilerin oldu?u soylenebilir. Onun zor anla?ılan ya da tamamen zıt yonlerde anla?ılan felsefesinin olu?umunda bir yanda Yahudi mistiklerini, ?slam du?unurlerini, skolastikleri, 17. yuzyılda cok onemli geli?meler kaydeden do?abilimlerini,
Giordano Bruno
ve ozellikle onun
panteizmini
ve butun bunların otesinde
Descartes
'ı ve
Kartezyen felsefeyi
buluruz. Bir anlamda bunlara ba?lı olarak onun felsefi sorununun
toz sorunu
oldu?unu, bu eksende
varlık problemine
yoneldi?ini soyleyebiliriz.
[7]
Beden ve ruhun birbirlerine olan ustunlukleri yerine paralelliklerini savunan Spinoza ereksel bir nedenselli?e de kar?ı cıkmı?tır. Bununla birlikte a?kın bir tanrı anlayı?ı yerine ickin bir do?a anlayı?ı getirmi?tir. Boylece ruhun bedeni yonetti?i insanbicimli tanrı fikri yerine butun ce?itlilikleri barındıran ereksel olmayan tek bir do?adan bahsetmekle beraber insandaki temel uc yanılsamayı tasvir etmi?tir. Ereklilik cercevesinde; bilinc, ozgurluk ve tanrıbilimsel yanılsama.
Spinoza'nın felsefi calı?malarının anla?ılmak ve de?erlendirilmek bakımından ozel zorlukları oldu?u bilinen bir gercektir. Kullandı?ı kavramlar, bunlara getirdi?i tanım ve acıklamalar bircok farklı yollardan yeniden sorgulanabilir ya da de?erlendirilebilir gorunmektedir. Bu yalnızca Spinoza'nın bir yanda 'Tanrı-sarho?u
, ote yanda din ve tanrı du?manı olarak de?erlendirilmesi meselesinde ortaya cıkmaz, bir butun felsefi sisteminin anla?ılmasında ozel bir sorun yaratır. Felsefenin bildik terimlerini kullanmakla birlikte, Spinoza'nın kendi metafizi?ini kurarken bu terimlere sa?ladı?ı anlam katmanları ve terimleri birbiriyle ilintilendirme tarzı onun sisteminin anla?ılmasını gucle?tirmi? ve bunun yanı sıra pek cok farklı ?ekilde yorumlanmasına yol acmı?tır.
Temel yapıtı
Etika
ilginc ozelliklere sahiptir. ?lkin burada Spinoza'nın felsefi calı?masına bilimsel bir konum kazandırmaya calı?tı?ı soylenebilir. Rasyonalist filozofların matematikten etkilenmeleri ya da onu model almaları Spinoza icin de gecerlidir, ancak Spinoza matematikten cok geometriyi benimser ve yapıtlarında
geometrik yontemi
kullanır. Etika'nın altba?lı?ı bu bakımdan ornektir:
Geometrik yonteme gore kanıtlanmı? olan ahlak
. Yorumcuları, calı?manın a?ır yapısının buradan kaynaklandı?ında hemfikirdirler. Etika'nın hem bicimsel yapısını hem de iceri?ini geometrik yontem ?ekillendirir.
Etika'nın temel kavramları olan
toz
,
nitelik
,
gorunum
,
nedensellik
bunlara ornek olarak verilebilir. Spinozacı
metafizi?in
nasıl bir
ontolojiye
sahip oldu?u,
Tanrı
ya da
Do?a
dedi?inde ne demek istedi?i, insanın do?adaki yerinin nasıl ele alındı?ı,
ozgurluk
ve
zorunluluk
ili?kisinin nasıl de?erlendirildi?i onemli boyutlar ve sorunlar icerir; Spinoza bu bakımdan etkisi gec anla?ılmı? ve anla?ıldı?ı andan itibaren surekli yeniden de?erlendirilen bir filozof olmu?tur.
“Spinoza’nın yazılarında tanrı kelimesinin gecti?i her yere tabiat kelimesi konulabilir. Bu konuda kendisi bile sarih olarak yol gosteriyor. Tanrı mefhumundan ?ahsi, irade ve hatta ?uurla ilgili her ?eyi cıkarmak suretiyle, Spinoza, bu iki mefhumu birbirine yakla?tırır.”
[8]
Spinoza'nın
panteist
bir du?unce yonunde uclara vardı?ı ve monist bir tanrı-do?a du?uncesine ula?tı?ı ilk olarak belirtilmesi gereken noktadır. Bununla birlikte Spinoza'nın felsefi sisteminde
Tanrı kavramının
merkezi bir yeri oldu?unu soylemek gerekir. Tanrı, bu felsefi sistemin hem ba?langıc noktası hem de son noktasıdır:
"Var olan her ?ey Tanrı
icinde
vardır ve Tanrı olmaksızın hicbir ?ey ne varolabilir ne de kavranabilir."
Ancak yine de acık olmayan Spinoza'nın Tanrı'sının felsefesi acısından nasıl bir ?ey oldu?udur. Kendinde bir neden, nedeni kendinde olmak (
causa sui
) anlamında Tanrı ve ozellikle bu alıntıda kullanılan
icinde
terimi Spinoza uzerine yapılan sonu gelmez yorum denemelerinde surekli bir tartı?ma konusudur. Bilimsel bir du?unceye de dinsel bir du?unceye de ba?lantılandırılan Spinozacı felsefenin tanrı kavramı, hem ontolojik kanıtlamanın hem de bilgi bilimsel yapının anahtarı olarak gorunmektedir. Cunku tanrının varlı?ı icin one surulen
ontolojik veri
, bir
gercekli?in varlı?ını o gercekli?in kavranı?ından hareketle
kanıtlamaya yonelen yakla?ımdan hareket eder gorunmektedir.
Aynı zamanda Spinoza'nın
monist
bir dizgeye yoneldi?i soylenebilir; onun hem bir
ateist
hem de bir
panteist
olarak gorunmesini sa?layan ise bu monist tutumun ozgullu?udur. Unlu sav sozunde Spinoza, "Tanrı ya da Do?a" (Deus sive Natura) demektedir.
?lk alıntı ile bu sav soz kar?ıla?tırıldı?ında Spinoza'nın guc anla?ılır tezleri belirginle?mektedir. Bu formulasyonla Spinoza, bir yanda fiziksel dunyanın ozunde tanrıbilimsel olmasını ve ote yandan tanrıbilimin ki?isel olmaması sa?lamaya calı?ır. Burada Spinoza, ortuk ve acık bir takım varsayımlara dayanır, hatta bir tur
gizli varsayım
sistemin temelidir diyebiliriz. Bu gizli varsayım sonradan uzerinde cok konu?ulacak olan, gerceklik ile kavrayı?ın ortu?mesi, daha du?unce dunyasındaki ba?ıntıların birebir gerceklikteki ba?ıntılara tekabul etmesidir.
[9]
Bu yakla?ımları geli?tirmekte
nedensellik
kavramı da ayrı bir oneme sahiptir. Spinoza'nın gizli varsayımının kuramsal dayana?ı bir anlamda bu nedensellik fikridir, ancak Spinoza'nın nedensellik fikri
ampirizm
felsefesi icin kabul edilemez bir nedensellik yakla?ımıdır. Spinoza burada
rasyonalist
yonelime uygun bir yol izler ve nedenselli?i bir bakıma dunyadan kopartarak zihnimize, yani dunyayı kendi kavrayı?ımıza ba?lar. Cunku ona gore, e?er aklı mumkun kılan cıkı? noktaları ya da onculler gerceklik icin bir guvence sa?layamıyorsa ba?ka hicbir ?ey sa?layamaz. Boylece apacık gerceklik, du?unceden gercekli?e geci?in sa?ladı?ı bir gerceklik olarak belirir. Buna gore, fiziksel dunyanın, du?uncenin onu temsil etti?i gibi oldu?unu, bizzat bu du?uncenin kendisinden anlarız ki Spinoza bu yolla argumanlarında
kavrayı?
nosyonunu ozel bir ilgiyle kullanmakta ve bunun aracılı?ıyla dunyaya bir tanım getirmektedir.
Bu noktada Spinozacı
toz
,
nitelik
ve
gorunum
kavramlarına bakmak gerekir.
Toz
(substantia), kısacası, nedeni kendi icinde olan, kendisi kendi aracılı?ıyla kavranandır.
Gorunum
(modus) ise kendi aracılı?ıyla ve kendinde kavranan de?il, aksine tozun gorunumu olarak tanımlanır. Bizim ya da ba?ka bireysel ?eylerin varolu?larının acıklanması kendimiz dı?ındaki ba?ka bir ?eye dayanır; hepimiz kutsal ve mutlak bir tozun gorunumleriyizdir. Bu anlamda Tanrı bir toz'dur, yani kendinde bir nedenle ve zorunlu olarak Tanrı (causa sui) vardır. Ancak boyle ise, toz aynı zamanda herhangi bir ?eydir de, yani varoldu?u ontolojik bir veri tarafından kanıtlanan herhangi bir ?ey toz olabilir. Ancak Spinozacı sistem boyle bir cıkarsamaya olanak vermez. Spinoza, birci anlayı?ıyla ve du?undu?u metafizik sisteme varabilmek icin bunu kabul edemez ve rasyonalizmin ortuk varsayımlarından yararlanarak Tanrı dı?ında bir tozun olabilirli?ini yadsır.
Nitelik
(attributum kavramıysa, Tanrı'yı ozunde ne ise o olarak gosteren ?eydir.
Du?unce
ve
uzam
Spinoza'ya gore, Tanrı'nın iki temel niteli?idir. Boylece o, Kartezyen felsefedeki soruna kendince bir cozum getirir; du?uncelerin ve fizik nesnelerin tek bir tozun de?i?imleri oldu?unu one surer ve Tanrı'yı "her biri ebedi ve sonsuz ozu ifade eden sonsuz niteliklerden olu?an bir toz" olarak tanımlar.
[10]
Butun bunlar Spinoza felsefesinin metafizik gucunu ve anla?ılmaktaki zorluklarını gostermektedir. Spinoza felsefesinin gucu de gucsuzlu?u de ba?langıc oncullerinde ve kavramlara kattı?ı ozel iceriklerdedir. Spinoza felsefesinde cıkan sonuc ise daha da carpıcıdır, tanrı ile do?a ayrık de?il ozde?tir. Bu sonuc,
mantıksal neden
ile
gercek nedenin
ozde? sayılmasına paraleldir. Dolayısıyla da
Tanrı bilgisi
ya da
Tanrı'yı bilmek
,
entelektuel Tanrı sevgisi
(amor intelictualis Dei) Spinozacı metafizi?in cıkı? noktası ve varı? noktasıdır.
Spinoza'daki
insan
anlayı?ının felsefi sistemiyle, kurdu?u geometrik metafizik butunlukle do?rudan ba?lantılı zorunlu ba?lamları vardır. Toz anlayı?ı,
evreni bir zorunlu ba?lantılar sistemi
olarak tekci anlayı?la acıklamak uzere kurulur ve butun varlıklar Tanrı'dan ba?ka bir ?ey olmayan bu tozun zorunlu gorunumleri olarak acıklanır. Tanrı,
sonsuzluk boyutunda
(sub specia aeternitatis) her ?eyin ozudur; insan ise
zaman ya da sure boyutunda
(sub specia durationis) Kendinin kendinde nedeni ve bu temelde her ?eyin varolu?unun nedeni olan Tanrı, Spinoza'nın
beden-ruh ikilemini
cozmesine de yardım eder.
Bu cozumu ?u ?ekilde ifade etmek mumkundur:
Beden
(corpus) ve
ruh
,
Tanrı'nın sonsuz ozunden
gelen gorunumlerdirler ve dolayısıyla gercek dunyanın duzeniyle ruhun duzeni birlik olu?turur. Boylece geleneksel anlamda bilinen birey-ozne ve dolayısıyla insan Spinozacı sistemde ortadan kaldırılmı?tır. Bu sistemde bireysel anlamda akıl ve irade sahibi, kendi kararlarını veren ve verdi?i kararlarda ozgur olan bir insan anlayı?ına yer kalmaz; aksine
ruh
ve
madde
,
zihin
ve
gerceklik
tek ve sonsuz bir ozun
gorunumleri olarak aynı derecede zorunlulukla belirlenen
varlıklar
olarak belirirler. ?nsan iradesini irade olarak tanımayan Spinozacı metafizik, ilginc bir etik anlayı?ına yol acar; ilginclik etik bilinen anlamda irade ve insan kararları uzerine kurulu olmasından kaynaklanır. Varlı?ı ve varolu?u butunlukle nedensellikler icinde acıklayan bir felsefe sistemi, aynıksal sistemin icine zorunlu olarak eti?i oturtmak durumundadır. Spinoza, buna ba?lı olarak, insan ruhuna yonelik
do?alcı ve mekanist
kabul edilen bir du?unce ?ekillendirir.
Spinoza icin soyut etik yasaların ve de?er yargıları belirlemenin hicbir anlamı yoktur, onemli olan
gerce?i tanımaktır
, ki bunun nasıl bir ?ey oldu?unu sisteminde acıklar. Guc ve erdem insanı acıklamakta onemlidir, ancak her ikisi de
Tanrı bilgisinde
temellenir. Spinoza'nın felsefi sistemi Tanrı du?uncesiyle ba?layıp Tanrı du?uncesiyle sonlandı?ı icin insanın do?ru konumlanı?ı bu sistemin belirledi?i gereklere gore bilgiye yonelmesi ve kendi zorunluluklarını kavramasıdır. Spinoza insan-toplum-devlet du?uncelerini bu felsefi du?unu? do?rultusunda temellendirmekte, insan tanımlamasını
Tanrıbilimsel-politik
du?uncesinde olu?turmaktadır. Ona gore geometri onemlidir.
Spinoza, her tur tasarım ve iradeye dayalı kararın zorunlulukla kendisinden once gelen bir olaya dayandı?ı fikrinden hareket eder. Bu ?ekilde yakla?ılınca
istenc
ve
irade ozgurlu?u
olarak adlandırılan ozgurlu?un reddedilmesi ortaya cıkar. Felsefe tarihi icinde Spinoza kadar katı bir kuramsal yargıyla bu anlamdaki ozgurlu?un reddedilmesi soz konusu de?ildir. Daha sonra
yapısalcılı?ın
belirli bir yorumunda, orne?in
Althusser
'in ozneyi yapının bir turevi olarak ortaya koyan calı?malarında bu tur bir yakla?ım gorulur. Spinoza
ozgurlu?u
bir yanılsama dahası bir fantezi sayar. Buna sebep olanın, eylemlerimizin ve etkinliklerimizin nedenlerini bilmememiz oldu?unu soyler.
Spinoza'ya gore, e?er a?a?ı do?ru akan bir su du?unebilen bir varlık olsaydı, kendi ozgur istenci ve iradesiyle a?a?ı do?ru akmakta oldu?unu du?unurdu. Karar verme durumumuzu ba?ka bir acıdan da ozgurluk olarak kabul edemeyiz, cunku kararlarımız co?unluk hafıza denilen yapının etkileriyle olu?ur ve Spinoza'ya gore hafızaya hakim olabildi?imiz soylenemez.
Sonuc olarak Spinoza'nın elbette bir ozgurluk anlayı?ı soz konusudur ve bu anlayı? ?a?ırtıcı olmayacak kadar kesin bir nitelikle onun mantıksal sistemine derinden ba?lıdır. Spinoza icin
ozgurluk
,
insanın kendi do?asında mevcut olan zorunluluklara uyması durumudur
. Ozgurluk, zorunlulu?un tanınmasıdır. Bu arguman, zorunlu olarak her tur ozneyi ve oznelli?i dı?ta bırakan Spinozacı sistemden ileri gelmektedir. ?nsan teki, Tanrı'nın gorunumlerinden biri oldu?u icin, her ?eyi yoneten yasalar bu insan tekini de yonetir ve onun kararı bu durumda olsa olsa bu yasalara uymak durumudur ki, burada bir ozgurlukten soz edilemez. Spinoza'nın tum sistemini kurarken
saf ve tarafsız bir mantıkcının
konumuna cekilmeye calı?tı?ını soyleyebiliriz ve tutumu ozellikle ozgurluk konusunda belirgindir. Eylemleri yalnızca kendisi tarafından belirlenen ?ey ozgurdur ve bu insan olamaz, olsa olsa Tanrı olabilir. ?nsan eylemlili?i ise zorunlu olarak belirlenmi?tir. Buna ba?lı olarak ozgur insan, Spinoza'ya gore, icinde bulundu?u ve kendisini belirleyen zorunlulukların farkında olan, bunların bilgisine sahip olan insandır. Bu anlamıyla felsefi sisteminde Spinoza, daha yuksek bir algı duzeyine cıkmı?, duygularını denetim altına alabilen, kendisinin ve dunyanın kavrayı?ına sahip olmayı
ozgur insan
olarak tanımlar.
Spinoza'nın guclu mantıksal metafizik sistemi, gerek
Leibniz
'in ele?tirileri gerekse di?er ampirik felsefenin geli?mesiyle kısmen unutulur.
Kant
'a gelindi?inde ise onemli bir kuramsal mudahale ile kar?ıla?ır. Kant bu sistemin ortuk ve acık varsayımlarını sorunsalla?tıran bir yol izler,
ontolojik alan
ile
epistemolojik alanı
kategorik
bir ayrıma tabi tutarak, gercekli?in bizim du?uncelerimize tekabul etti?i ya da edebilece?i varsayımını gecersizle?tirmeye calı?ır.
Saf akıl
'ın perspektifine ula?ılamaz, sonsuzluk boyutuna dair bir bakı?a ya da bilgiye eri?ilemez. Ateist ya da tanrı sevdalısı filozof ?eklindeki kısır ya da tek yonlu de?erlendirmelerin dı?ında Spinoza 18. yuzyıldan itibaren bircok filozofu muttefik ya da rakip olarak etkilemi?tir.
Novalis, Sckleiermacher, Jacobi, Mandelssohn, Goethe, Schelling, Hegel bu etki alanının icindeki onemli isimler olarak belirtilebilir. Hegel'in Spinozacı felsefi sistemi donu?turerek kullandı?ı soylenebilir, Spinoza'daki toz
Hegel
'de Mutlak idea olarak alınır bir anlamda. Ayrıca
Marx
'ın Hegel'i ayakları uzerine oturtma giri?iminde de Spinoza etkisi oldu?u one surulmektedir. Cunku, Marksist felsefe, insanın etkinliklerini onun maddi ko?ullarından ba?ımsız gormemekte, ozgurlu?un zorunlulukların bilinci oldu?u tezini olumlamakta, bunlara ba?lı olarak do?a yasalarının belirleyicili?ini one surmektedir ki Spinozacı sistemle bunlar arasında paralellikler kurmak kacınılmazdır.
Nietzsche
ise tam bir Spinoza kar?ıtı olarak konu?ur, cunku Spinoza'nın temel savlarını kabul edilemez bulur. Orne?in, gercek'in ona yonelik yakla?ımlardan koparılabilece?i yonundeki du?unce kabul edilemez bir yanlı?tır. Nietzsche, Spinoza'nın matematiksel hokus pokuslarla felsefi sistemini kurdu?unu soyler ve onu "hasta munzevi" olarak tanımlar. Nietzscheci du?unceyle onemli ilgileri olan
postmodern
felsefenin onemli isimlerinden
Gilles Deleuze
ise Spinoza'ya cok onem veren du?unurlerden birdir. Spinoza uzerine dersler ve konferanslar vermi? olan Deleuze, daha sonra bu notlarını Spinoza/Pratik felsefe ba?lı?ında yayımlamı?tır. Bu kitap Etika uzerine bir tur sozluk ve acımlama metnidir. Ozgurlu?un zorunlulukların bilgisine ula?ma olarak tanımlayan Etika'yı, bir ozgurle?me eti?i olarak de?erlendirir Deleuze. Deleuze'dan once
Louis Althusser
'in ismini de anmak gerekir.
Yapısalcılık
'ın ve kuramsal Marksizmin onemli ismi Althusser, oznenin yoklu?u ve yapının/kuramın belirleyicili?i konularında Spinozacı sistemden referanslar bulmu? ve onun uzerinde onemle durmu? bir du?unurdur.
- Ethica
- Tanrı, ?nsan ve ?nsanın Mutlulu?u Uzerine Kısa ?nceleme
- Politik ?ncelemeler
, (Tractatus Politicus)
- Kavrayı? Gucunun Geli?imi
- Descartes Felsefesinin ?lkelerinin
I. ve II. Bolumlerinin Benedictus Spinoza Tarafından Geometrik Yontemle Tanımlanması.
- Tanrıbilimsel-Politik ?ncelemeler
Spinoza hayattayken yayımlanan calı?maları
Descartes
'ın Principia Philosophiae (
Felsefenin ?lkeleri
) calı?masını yorumladı?ı calı?ması ve
Tanrıbilimsel-Politik ?ncelemeler
adlı kitabıdır.
Etika
hazır fakat yayınlanmamı? bir kitaptı, olumunden uzun bir zaman sonra yayımlandı. Di?er kitapları izleyicileri tarafından notları ve tamamlanmamı? yazılarından bir araya getirilerek hazırlandı.
- Torebilim
, Aziz Yardımlı (cev.), ?dea Yay., ?stanbul, 2000.
- Etika
, Hilmi Ziya Ulken (cev.), Dost Yayınları, Ankara, 2004.
- Tractatus Politicus
, Murat Er?en (cev.), Dost Yayınları, Ankara, 2007.
- Spinoza - Blyenbergh,
Kotuluk Mektupları
, Alber Nahum (yay. haz. ve cev.), Norgunk Yayıncılık, ?stanbul, 2008.
- Teolojik-Politik ?nceleme, Cemal Baki Akal(cev) - Reyda Ergun(cev), Dost Yayınları, Ankara, 2008.
- Tanrıbilimsel-Politik ?nceleme, Betul Ertu?rul(cev), Biblos kitabevi Yayınları, ?stanbul, 2008.
- Teolojik-Politik ?nceleme, M. Kazım Arıcan(cev), Turkiye Diyanet Vakfı Yayınları, Ankara, 2011.
- Ethica, Ci?dem Duru?ken(cev.), Kabalcı Yayınevi, ?stanbul, 2012.
- Descartes Felsefesinin ?lkeleri ve Metafizik Du?unceler, Co?kun ?enkaya(cev), Dost Yayınları, 2014.
- Mektuplar, Emine Ayhan(cev), Dost Yayınları, 2014.
- Cemal Bali Akal,
Ozgurlu?un Gelece?i Yoktur: Edebiyatta Spinoza
, Dost Yayıncılık, Ankara, 2004.
- Cemal Bali Akal,
Varolma Direnci ve Ozerklik: Bir Hak Kuramı ?cin Spinoza'yla
, Dost Yayıncılık, Ankara, 2004.
- Moris Fransez,
Spinoza'nın Tao'su: Akıllı ?nanctan ?nanclı Akla
, Yol Yayıncılık, 2004.
- Etienne Balibar,
Spinoza ve Siyaset
, S. Soyarslan (cev.), Otonom Yayıncılık, ?stanbul, 2004.
- Antonio Negri,
Yaban Kuraldı?ılık: Spinoza Metafizi?inin ve Siyasetinin Gucu
, Eylem Canaslan (cev.), Otonom Yayıncılık, ?stanbul, 2005.
- Antonio Negri,
Aykırı Spinoza: gundem(deki/dı?ı) ce?itlemeler
, Nurfer Celebio?lu, Eylem Canaslan (cev.), Otonom Yayıncılık, ?stanbul, 2011.
- Gilles Deleuze
,
Spinoza. Pratik Felsefe
, Ulus Baker (cev.), Norgunk Yayıncılık, ?stanbul, 2005.
- Gilles Deleuze
, Spinoza Uzerine Onbir Ders, Ulus Baker (cev.), Kabalcı Yayınevi, ?stanbul, 2008.
- Pontus Hulten,
Vermeer ve Spinoza
, ?nci Uysal (cev.), Norgunk Yayıncılık, ?stanbul, 2012.
- Gilles Deleuze
,
Spinoza ve ?fade Problemi
, Alber Nahum (cev.), Norgunk Yayıncılık, ?stanbul, 2013.
- Solmaz Zelyut Hunler, Spinoza, Paradigma Yayınları, ?stanbul, 2003.
- Steven Nadler, Spinoza: Bir Ya?am, Anıl Duman(cev.) - Murat Ba?ekim (cev.), ?leti?im Yayınları, ?stanbul, 2008.
- Cetin Balanuye
, Spinoza'nın Sevinci Nereden Geliyor? Reddedilemiyecek Bir Felsefi Teklif, Ayrıntı Yayınları, ?stanbul, Ocak 2017
- Cetin Balanuye
, Spinoza: Bir hakikat ifadesi, Say Yayınları, 2012
- ^
Panteizm
- ^
Yalom, Irvin (21 ?ubat 2012).
"The Spinoza Problem"
.
The Washington Post
. 12 Kasım 2013 tarihinde
kayna?ından
ar?ivlendi
. Eri?im tarihi:
7 March
2013
.
- ^
Yovel, Yirmiyahu,
Spinoza and Other Heretics: The Adventures of Immanence
(
Princeton University Press
, 1992), p. 3
- ^
"Destroyer and Builder"
.
The New Republic
. 3 Mayıs 2012. 12 Kasım 2013 tarihinde kayna?ından
ar?ivlendi
. Eri?im tarihi:
7 Mart
2013
.
- ^
Scruton, Roger
(2002).
Spinoza: A Very Short Introduction
.
OUP Oxford
. s. 144.
ISBN
978-0-19-280316-0
. 6 Temmuz 2020 tarihinde kayna?ından
ar?ivlendi
. Eri?im tarihi:
5 Temmuz
2020
.
- ^
Stewart, Matthew (2007).
The Courtier and the Heretic: Leibniz, Spinoza, and the Fate of God in the Modern World
.
W. W. Norton & Company
. s. 352.
ISBN
978-0393071047
. 16 Temmuz 2020 tarihinde kayna?ından
ar?ivlendi
. Eri?im tarihi:
5 Temmuz
2020
.
- ^
Felsefe Tarihi
,
Macit Gokberk
, Remzi Kitabevi, sayfa:294
- ^
Aliya ?zzetbegovic D.B.A.?SLAM Sayfa 266
- ^
Spinoza
,
Roger Scruton
, ceviren:
Cemal Atila
, s. 45, Altın Kitaplar
- ^
Spinoza
,
Roger Scruton
, ceviren:
Cemal Atila
, ss. 47-56, Altın Kitaplar
|
---|
Eski
| |
---|
Orta Ca?
| |
---|
Erken modern
| |
---|
18-19. yuzyıl
| |
---|
20-21. yuzyıl
| |
---|
Sosyal teoriler
| |
---|
?lgili makaleler
| |
---|