Erkek (X/Y) ve di?i (X/X) farelerin embriyonik kok hucrelerinde X kromozomları (kırmızı) ve Y kromozomları (ye?il). Kromozom mutlaka erkek/di?i cinsel organına veya erkek/di?i beyin yapısına yol acmaz.
[1]
Cinsiyet
,
erillik
ve
di?ilik
arasında farklılık gosteren ozellikler aralı?ı veya ba?lama gore, bu ozellikler
biyolojik cinsiyeti
ve cinsiyete dayalı
toplumsal yapıları
(
cinsiyet rolleri
ve di?er toplumsal roller de) kapsayabilir.
[2]
[3]
[4]
[5]
Gonozomal
kromozomal yapıda
Y kromozomunun
bulunup bulunmamasına gore adlandırılan cinsiyettir.
- 44+XX kromozomlarına sahip bir birey kalıtımsal olarak
di?i
cinsiyettedir.
- 44+XY kromozomlarına sahip bir birey kalıtımsal olarak
erkek
cinsiyettedir.
Bunu da
dollenme
sırasında babadan gelen sperm hucresinin kromozomal yapısı (X kromozomu ya da Y kromozomu icerdi?i) belirler. Kalıtımsal cinsiyeti belirleyen erkekten gelen gonozomal kromozomun (X, Y) turudur.
Dollenme sonrası Y kromozomundaki
testis belirleyici faktor
(TBF, testis determinating factor, TDF) geni "Testis Belirleyici Faktor" adlı urunu
sentezlemekte
ve bu urun
farklıla?mamı?
(
andiferansiye
)
gonadal yapıyı
testis
yonunde farklıla?tırmaktadır. (Farklıla?ım, diferansiyasyon)
Bu faktorun bulunmaması durumunda farklıla?mamı?
cinsiyet bezi
(over,
yumurtalık
, di?ilik bezi ve testis, erkeklik bezi birden verilen ortak ad) over yonunde farklıla?acaktır.
Testisler
ba?lıca androjen hormonu (
testosteron
) uretirler.
Yumurtalıklar
ba?lıca
ostrojen
hormonu uretirler.
Anti-Mullerian hormon
duktal yapılardan
Muller kanallarının
geli?imini engelleyen testislerin
sertoli hucresinden
sentezlenen hormonal yapıdır. Varlı?ında
Muller kanallarında
geli?im gozlenmez,
Wolf kanalları
testosteronun
da etkisiyle
duktal yapılar
ic ureme organları erkek yonunde geli?im gosterirler.
Yoklu?unda ise duktal yapılardan Muller kanallarından Fallop tupleri (Dollenme tupleri, rahim tupleri) (
Tuba uterina
),
rahim
(
uterus
) ve
vajenin
(
dolyolu
) 2/3 ust kısmı olu?ur.
Duktal yapılardan over dı?ı kadın ic ureme organlarının ve testis-penis dı?ı erkek ureme organlarının farklıla?ması testislerden sentezlenen Muleryen inhibe edici faktor varlı?ına/yoklu?una ba?lıdır.
Dı? ureme organları
urogenital sinus
adı verilen yapıdan koken alırlar. Bu yapı yuksek derecede androjenik hormonlara maruz kaldı?ında erkek tipi dı? ureme organlarına Farklıla?ım. Bu yapı du?uk derecede androjenik hormonlara maruz kaldı?ında ise di?i tipi dı? ureme organlarına farklıla?ır.
Dı? ureme organlarının farklıla?ması de?i?ik derecelerde androjenik hormonlara maruz kalmalarına ba?lı bir olaydır.
Cinsiyet rolu, bir kulturde belli bir cinsiyet icin kabul edilen ve gecerli sayılan davranı? bicimleridir. Di?er bir deyi?le, bir bireyin kendi cinsiyet kimli?iyle ba?da?an ve bu kimli?ini ifade etmeye yarayan davranı? bicimleridir.
Gunumuzde, ki?iye verilen toplumsal (kulturel) cinsiyet roluyle, biyolojik rolun farkını anlamak icin, biyolojik cinsiyet (
?ngilizce
:
sex
) ve toplumsal cinsiyet (
?ngilizce
:
gender
, aslen dilbilimde kullanılan bir terimdir) kavramı
sosyolojik
ve
psikolojik
alanlarda farklı iki kavram olarak ele alınmı?tır.
Toplumsal cinsiyet rolu,
toplumsalla?ma
sureci ve
bireyin
ya?adı?ı toplum icerisinde edindi?i cinsiyettir. Bu kavram ilk defa 1972 yılında kullanılmı?tır. Do?u?tan edinilen biyolojik cinsiyetin tam tersi ozellikler gosterebilir. Kadın ve erke?in, toplumda ustlendikleri rollerin co?u zaman kultur tarafından belirlendi?ini anlatır ve bu nedenle de de?i?ebilir oldu?unu soyler.
Toplumsal cinsiyet rolleri, toplumların sosyal, ekonomik ve kulturel yapısından etkilendi?i icin, buna uygun mekanizmalar da uretir. Bu mekanizmalar da toplumun ko?ullarına gore zamanla de?i?iklik gosterir.
Cinsiyet rollerinin kulturel boyutu cok geni? yelpaze icinde bicimlenir. Bu geni?lik icinde belli ba?lı ana yonelimler belirginle?se de, kulturel gorev da?ılım olanaklarının hemen hemen tumu bir yerde ve belli bir zamanda uygulama alanı bulmu?tur.
Bugune kadar, her kulturde, bir cinsiyet rolu var olmu?tur. Bu rollerin her biri tarihsel olarak ortaya cıkmı? ve surekli de?i?ime u?ramı?lardır. Sadece, ureme konusunda kadın ve erke?in biyolojik rolleri,
20. yuzyılın
ortasına kadar sorgulanmamı?tır, fakat tıbbın olanak sunmasıyla birlikte, bu biyolojik roller kısmen de?i?mi? ve bu konuda tartı?malar yurutulmu?tur. Yalnız bu tartı?malar, toplumun sadece kucuk bir kesimiyle sınırlı kalmı?tır.
Toplumsal cinsiyet rollerinin en bilindik ?ekli, gecmi? yuzyıllarda, Batı’da giderek sorgulanan ve de?i?en
heteronormatif
ve
ataerkil
rollerdir.
Geleneksel roller, “erkek” ve “kadın” olarak birbirinden kati bir ?ekilde ayrılan ve her iki cinsiyete de do?u?tan verilen cinsiyet rollerinin var oldu?u iddiasındadır. Bu roller:
Erkek
:
- Aile reisi ve evin geciminden sorumlu,
- Dı?arıyla olan ba?ı kurmada sorumlu,
- Guclu, mantıkla hareket eden, cesur, cinsel acıdan aktif,
- Kadınlara, yani “besleyicilere” hemen hemen hic ba?lı olmayan “avcılar” olarak erkekler.
Kadın
- Erke?e ba?lı ve onun korumasına muhtac,
- E?iyle ve ailesiyle olan ili?kide sosyalli?i sa?layan,
- Gucsuz, duygusal, mantıkla hareket etmeyen, her zaman kendinden odun veren, cinsel acıdan pasif
- “Avcılara” muhtac “Kulucka sa?layıcısı” olarak kadınlar
19. yuzyılda
ortaya cıkan kadın hareketleri, sanayi devrimi gibi politik de?i?iklikler ve ozellikle de
I. Dunya Sava?ı
ile
II. Dunya Sava?ı
, kadının toplumdaki konumunun de?i?mesini sa?lamı?tır. Boylelikle, cinsiyet rolu ba?lamında da cok onemli de?i?iklikler meydana gelmi?tir. Kadının rolu, erkeklere oranla, daha cok liberalle?mi?tir. Bu liberalle?me, kadınlara verilen olanakların, erkeklere gore daha fazla olmasına yol acmı?tır.
Toplumsal cinsiyet, sosyal ve kulturel (sosyokulturel) ko?ullara ba?lı cinsiyet anlayı?ıdır. Ozellikle toplumsal cinsiyet ara?tırmaları, biyolojik ve sosyal cinsiyet arasında nedenselli?e dayanan bir ba? oldu?unu ve onların devamlılık cabalarını reddeder. Toplumsal cinsiyet, bir cinsiyet yapısından daha fazlasıdır. Burada insanların “tipik erkek’’ veya “tipik kadın’’ ozelliklerinden hangisinde yer aldı?ı ve bu rollerin de?erleri onceliklidir. Her ?eyden once, kadın ve erke?in kendi ba?larına toplumdaki rollerinin nasıl oldu?unu ve bunları nasıl de?erlendirdiklerinden bahseder. Bu bakımdan, ornek olarak, bir yandan biyolojik cinsiyetine do?ası gere?i onem verip, di?er yandan da belli bir toplumsal kesime ait olup, kendi toplumsal de?erini olu?turmu? kadınlar ele alınabilir.
Bu tur toplumsal cinsiyetlerin, sosyal anlamları, ce?itli bicimlerde acıklanabilir. Bir toplumdaki cinsiyet ve bu cinsiyetin de?eri, orada baskın olan guc de?erlerine ba?lıdır. Boylelikle,
anaerkil
bir toplumdaki cinsiyet problemi, ataerkil toplumdakinden az cok farklıdır denilebilir cunku “erkeklik’’ ve “kadınlık’’ kavramları her kulturde farklı de?erlendirilir. Bu de?erlendirmeler uzerine, kendi kendine geli?en, toplumsal hak ve cıkar anlayı?ları belirlenir. Her birey, sosyalle?me ko?ullarının etkisiyle, bu rollerin ve anlayı? farklılı?ının normal oldu?unu hisseder.
Biyolojik ve toplumsal cinsiyet kavramına ele?tirel yakla?ım
[
de?i?tir
|
kayna?ı de?i?tir
]
Biyolojik ve toplumsal cinsiyet kavramlarının ayrımı, yıllardan beri var olan bir konudur. her ?eyden once, bu ayrım, 1960'lı yıllarda sosyo bilimsel-feminizm tartı?malarının merkezi haline gelmi?tir.
- Kromozomsal de?i?imler
- Ureme organlarındaki de?i?imler
- Hormonal de?i?imler
- Anatomik de?i?imler
?nterseksuelli?in bircok
sendromu
, kanıtlanabilen, tek bir sebepten meydana gelmez. Aksine burada bircok faktor birlikte rol oynamaktadır.
?nterseksuelli?in sıklı?ı, son derece farklı de?erlendirilir. Bir bireyin, interseksuel olup olmadı?ını anlamak icin, hormon analizinin dahil oldu?u detaylı bir tıbbi inceleme gereklidir. Bu tur biyolojik gozlemler, disiplinler icinde de ele?tirilir. Bu da, sayılan bircok faktorun, cinsiyet geli?iminde etkisi oldu?unu kanıtlamaktadır. Cinsiyet geli?imi, cinsiyetin bireysel ve cok yonlu olarak kendine nasıl yon verdi?idir. Interseksuellik ve seks hastalı?ıyla ilgili bu tur tespitler, de?erlendirmede bir olcu de?erinde olan biseksuellikten do?an patolojik hastalıklardır. Aynı zamanda, bircok interseksuel birey, biyolojik sınıflandırmayı, interseksuelli?in bir hastalık olarak de?erlendirilmesini ve zorla uygulanan tedavi yontemlerini ele?tirmektedir.
Ba?arısız tıbbi cinsiyet tespiti denemeleri
[
de?i?tir
|
kayna?ı de?i?tir
]
Bir cinsiyetin tıbben de?i?tirilebilece?i teorisi gunumuzde, cinsiyet de?i?tirme ameliyatlarıyla (ya da cerrahi operasyonlarla) yurutulmektedir. Bunlar ureme organının kesilerek, normal bir kadın organı buyuklu?unde (ozellikle klitoris kucultulerek) genc yapay vajinanın yapılması veya birbirine ba?lı olan zıt kromozomların de?i?tirilmesi ile yapılan hadımla?tırma uygulamalarını. Tıbbi mudahaleler, bazen uzun sureli ek tedavileri de gerektirebilir.
Kar?ıt kromozomlu
hormon
terapisi uygulamasıyla, birden fazla
metabolizma
bozuklu?u da ortaya cıkabilir. Gunumuze kadar yapılan uygulamalarda ya?anan bir di?er zorluk da ilgili ki?ilerin, kromozomsal cinsiyetine ili?kin bilgilendirilmemesi ve boylelikle yanlı? tıbbi tedavilerle co?u kez onemli belgelerden yoksun bırakılmasıdır. Yapılan operasyonlar ve bu operasyonların sonuclarından do?an guclu travmalar da, fiziksel rahatsızlıklara sebep olmaktadır. Aynı zamanda cinsiyet tanımına ili?kin sosyal cevrenin verdi?i a?ırı tepkiler ve toplumda var olan
tabular
, interseksuel bireyler icin co?u zaman sıkıntı veren bir durumdur.
?nterseksuel eylemciler, bu sebepler nedeniyle ozellikle cocuk ya?larda baskıyla yapılan cinsiyet tanımlamasına kar?ı cıkmakta ve cinsiyet de?i?tirme ameliyatlarının, once interseksuel bireyler tarafından kabul edilip, onaylandıktan sonra yapılmasını talep etmektedirler.
Modern ca?da batı kulturunde, interseksuellerle olan ili?kilerin iki ana kabulu vardır: bunlardan ilki, her insanın gercek cinsiyetinin, bilimsel olarak belirlenmesinin mumkun oldu?udur. Bu yuzden cok sayıda interseksuel birey
sozde
hermafrodit
olarak tanımlanmı?lardır.
Bazı interseksuel bireyler, kendilerini “erselik” veya “hemafrodit” diye adlandırarak, toplumun onları kabul etmeleri icin caba harcamaktalar. Bu bireylerin, “interseksuel” kavramını kullanmama nedeni de kavramın, toplumda cok fazla bilinmemesi ve interseksuel bireylere kar?ı ele?tirel bir bakı? acısı ile yakla?ıldı?ından, bu kavramın onları sadece tıp alanında ele almasıdır.